Evet
Son yazıdır belki de bu kaybolmuş defter yapraklarında.
Sokaklarda çığlıklar hüküm sürerken bir akıl oyunuyla kapanmış anılar, birlikte
ele ele tutuşup gözlerden kayboldu gökkuşaklarında. Körü körüne gören gözlerden
sakınan ışıklar karanlık güneşin çığlıklarında, yağmurlarla ıslanmış gökyüzü
aya muhtaç kalmış, koşar adım gülen yüzler yalnızlığın kolları arasında bir
çocuk gibi uyuyakalmış. Kelimeler cümlelerime konuk olabilmek için sıralanmış.
Sıradanlıklar hayatı esir almış bir hüzün gözden süzülen iki damla ile
kalakalmış, ruhlarınız şeytanın cellatlarının elinde esir kalmış. Kan kussa da
elleriniz en büyüğünüz bile gözlerimize bakamayacak kadar korkakmış.
Denizler bugün bir başka güzel, düşünmeden yazılanlar düşünülenlerden
çok daha anlamlı ve özel. Düşünceler karışıkken bir cümlede binlerce anlam
gezer. Yolumuzu buluruz tek başımıza, her yer soğuk kuru yollarımızda düşmanlar
dolu olsa da. Yerimiz bir sahile uzaklığımız kadardır ufka. Güzel manzaralar
bakmasını bilmediğin için hep uzaklarda, uzaklara sevdalanmasaydın güneş
uzaklar kadar parlaktı buralarda da, yağmurların izleri de var ellerimdeki bir
avuç toprakta.
Engeller var.
Pişmanlıklar içinde kıpırdayamayacağın bir tabut kadar dar,
burukluklara karşı bir tebessüm kadar yalandan bir maske var. Sonbahar olsa da,
geleceğini bildiğin bir yaz var.
Kaybolmuşken beton ormanlarında, büyük karanlık boşlukta
parlayan kutup yıldızını yoldaş edindim kendime. Kışın ortasında bile en sıcak
yazı yaşamak kendi ellerinde. Tüm duygulara uzanan bir köprü var en derinde,
kalemin yoksa elinde, bembeyaz olsa dahi, kağıt sadece bir hiç değerinde.
O kar yağan günü hiç unutamadım. Bir daha hiç öyle
yağmayacak. Ben tüm hayatımı anlatsam da satırlarımda, yazdıklarım senin
anladığın kadarla kalacak.
Her sabah güneşin
doğuşuna şaşıramazsın, defalarca tekrar etsen de karşısında doğru düzgün
konuşamazsın, pişman olmasını dilemedim kimsenin, lakin gözlerini kapatarak
karanlıktan asla kaçamazsın.
Rüzgarlar şarkılar söyleyerek esip geçiyorlar yine, ışıklar
yanık pencerelerde akşam neşeli kimine kimi hasret kalmış şimdiden güneşe,
deniz durgun sahil boş, kararsızım, psikolojim bozuk, gülümseyişim bile üzgün,
ama yine de her geçen gün diğerlerinden daha da düzgün…
Orçun
Fırat UYGUROĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder