Hayalimde yazdığım dizelerle ettiğim muhabbet
Karşılaştığında gözlerimle suskun
Zapt edilmiş gürültülü bir akşamdan kalma sükunet
Sadece rüyalarımda dalabildiğin uykun
Açılmış gözlerime değen, karanlık örtülü binlerce musibet
Kenetlenmiş ellerime, doladığın ruhun
Perilerin haczettiği ilhamlı dizelerin
Yüreğinde gizlenmiş esaret
Yokluğundan saklanmış rutubetli akşamlarında yağmurun
Avuçlarına değdiği yerden
Gökyüzüne uğurlanan on binlerce şikayet
İlk katına çarpıp üzerime düşen
Yıldızlarla süslenmiş, parlak, gülümseyen ve yalancı bir merhamet
Kollarında vuku bulmuş, firari ruhumun
Islak toprağa fırlattığı bedenimden
Artakalmış faili meçhul bir cinayet
Gökyüzünde güneşin,
Gözlerinin yansıması olduğuna dair sayısız rivayet
Günahkar ruhunu göremez diye korkup da
Cehennem çukurunun en derinine kendini hapseden cennet
Ufuk çizgisine yazmış adını
İki dizenin arasına sıkışmış
Kısık gözlerle bakan binlerce şairin
Kaleminden sızan mürekkep
Bulut açmış yolunu ilerleyen bakışlarının
Çarpışınca damlalarla dünyaya düşmüş
Parlaklığını yitirmiş birkaç masum renk
Yokluğunun hayal kırığıyla kesilmiş sayısız bilek
Ve geriye kalmış yalnızca
Göz kenarından dudağa giden yolda bekleyen
Tuz birikintileri ile yontulmuş,
Hareketsiz, kanayan bir yürek...
Orçun Fırat UYGUROĞLU