GECEYDİ

Geceydi
Kederli bir geceydi
Ve sokak lambaları
Her köşe başını tutan nöbetçiler gibiydi
Heceydi
Acınası bir heceydi
Ve harfler
Kelimelerin içine sıkışmış
Mahkumlar gibiydi
Güzel bakışlar
Cümlelerin üzerine yakışmış
Mahluklar gibiydi
Eceydi
Gözleri yıldızlarla bezeli bir eceydi
Ve dudaklarından kaçıp kurtulan sözler
Sokak lambalarının teşhir ettiği yüzlerde
Morluklar gibiydi...

                              Orçun Fırat UYGUROĞLU

Güneşe deniz yazdım seninle tanıştıktan sonra
Üç nokta koyduğum cümlelerim vardı iki tanesini sildim.
Yarım açıktı penceremin perdeleri
Artık tamamen aydınlığa teslim
Ne vakit kafamı çıkarıp pencereden baksam gökyüzüne
Yağmur yağardı sanki üzerime
Şimdi yalın ayak çıktım dışarıya
Ne bir ceket aldım yanıma ne bir şemsiye
Bu sefer yağarsa yine
Bir ağacın altına oturup damlalarını sayacağım seninle
Ve her damlada bakacağım sana
Bakacağım ki masmavi bir gökkuşağı çiz yüreğime
Sen yokken birçok şey eksikmiş bende
Şimdi bir sahil kasabası sanki gönlüm
Kırgınlıklarla dolu ama umutlu
Dört mevsimi senin ellerinde;
Meğer sen denizleri, gökyüzünü gözlerinde
Ağaçları, ormanları saçlarında
Yağmurları gözyaşlarında
Kışları ters bakışlarında
Yazları sıcak tebessümlerinde
Geceleri uykularında saklıyormuşsun.
Günün ilk ışıkları
Sen perdeni aralayıp baktığında doğuyormuş şehre
Seni istemek, dünyaları istemekmiş belki de...

                                       Orçun Fırat UYGUROĞLU